İdrar kaçırma, interstisyel sistit ve mesane ağrı sendromu ile kronik pelvik ağrıda son yıllarda ilaç dışında da tedaviler uygulanmaya başlanmıştır. İlaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda bir sonraki basamakta botoks uygulamaları bu alandaki en güncel uygulamadır.
Botox nedir?
Botox aslında yüzyıllar öncesinden bilinen ve clostridium botulinum adlı mikrobiyal bir ajandır. Bilinen en güçlü toksin olarak da adlandırılır. 19. yüzyılda toplu zehirlenmelerle farkkına varılmıştır. Bu toksin milyonlarca kez sulandırılıp insanlara zararsız hale getirildikten sonra Tıp’ta ilk kez şaşılık tedavisinde kasların kasılı kalmasını engellemek için kullanılmıştır.
Sonrasında hızlı bir şekilde estetik açıdan geniş uygulama alanları bulmuştur. Bugün ise; kas gevşemesi, ağrı giderilmesi, felçler, fizik tedavi hastalıkları, aşırı aktif mesane, işeme bozuklukları, göz hastalıkları ve daha pek çok alanda önemli yararlar sağlayarak kullanılmaktadır.
Kimlere Botox yapılır?
Ürolojide en çok aşırı aktif mesane hastalarında uygulanır. Çocuk ve erişkinlerde ilaca yanıt alamadığımız hastalarda bir sonraki tedavi adımıdır.
Bilinen allerjisi ya da önceden ciddi kas hastalığı öyküsü olmayan her hastaya yapılabilir.
Gebelerde kullanılmadığı için insanlarda gebelik dönemide kullanılıp kullanılmayacağı bilinmemektedir.
İnterstisyel sistit, Mesane ağrı sendromu, kronik pelvik ağrı ve bazı işeme bozukluklarında uygulanmaktadır.
Nörojen mesane, Multipl skleroza bağlı kaçırma, doğuştan spinal kord yaralanmaları ve mesane hasarı olan hastalarda da kaçırma tedavisi için uygulanır.
Bunun dışında pelvik taban hastalıkları, vajinismus gibi durumlarda da kullanım alanı vardır.
Botox’un etkisi nasıldır?
Kas-sinir kavşağında kasılmayı sağlayan iletileri bloke eder ve aşırı yani hastalık düzeyindeki fazla ya da yanlış zamanlı kasılmaları durdurur. Mesanede aşırı aktiviteyi baskılarken işeme sırasında ise kasılmaya engel olmaz.
Ağrı olan hastalarda ise sinirsel duysal iletileri değiştirerek ağrı azalması ya da yok olmasına bazı hastalarda katkı sağlar.
Etkisi geçici midir? Tekrar tedavi gerekir mi?
Botox yapılan kas-sinir kavşağında zamanla tüm insanlarda sinir kökü filizlenmeleri olduğu ve botoxun etkisinin azaldığı ya da bittiği gözlenmiştir. Aşırı aktif mesane ortalama etki 6-9 ay olup, hasta ve hastalığa bağlı olarak değişim gösterir.
İdrar kaçırmanın tam durması, hayat kalitesinin artması sonucu çoğu hasta ortalama yılda bir bu işlemi yaptırarak tam kuru kalmaktadırlar.
İlaç tekrarı ile etki azalmaz. Yıllarca 15-17 kez tekrarlanan hastalarda da aynı etki gözlenmiştir.
Dozu nasıl ayarlanır?
Botox aşırı aktif mesanede 100 Ünite, nörojen mesane gibi ileri derecede hastalıklı mesanelerde ise 300 ünite olarak yapılır.
Botox mesaneye nasıl uygulanır?
Mesaneye botox lokal ya da genel anestezi ile yapılabilir. İşlem 5-10 dk kadar sürer ve ciddi riskler taşımaz.
Sistoskop adı verilen endoskopik bir cihazla mesaneye ulaşılır. Bir iğne yardımı ile sulandırılmış ve seyreltilmiş botox ajanı mesanede 20 ya da 30 noktaya enjekte edilir.
İşlem sonrası kanama olmazsa sonda takılmaz.
İşlem sonrası 3 gün antibiyotik kullanılır.
15 gün sonra tam etki ortaya çıkar ve daha sonra kullanılan eski ilaçlar kesilebilir.
Yan etkileri nedir?
İlacın mesane kasını çok gevşetmesi ile bazı hastalar idrar yapamayabilirler. Bu yan etki geçici olup aralıklı sonda ya da belli bir süre sonda takılarak kasılma gücünün yeniden kazanılması beklenir. 100 Ü uygulanan hastalarda %5-7, 300 Ünite uygulanan hastalarda %10-15 idrar yapamama riski vardır. Diğer bir deyişle 100 hastanın 90-95’inde tıkanıklık olmaz.
Bunun dışında idrar yolu enfeksiyonu, baş ağrısı, zayıflık nadir de olsa bildirilmiştir.
Kimlere yapılmaz?
Miyasthenia gravis, AML, Hamileler, Anne süt verme dönemi, Aminoglikozit kullanımı, Eaton-Lamber sendromlu hastalar, Hemofili, kanama bozuklukları, Pıhtılaşma eksiklikleri olan ahstalarda kullanımı önerilmez.
Başarı oranları:
Aşırı aktif mesanede idrar sıklığı ve sıkışma tipi kaçırmayı önlemede %65-80 arasında değişen başarı oranları vardır.
Sonda kullanan ancak buna rağmen kaçıran nörojen mesane hastalrında bu oran %90’lara ulaşır ve kaçırma tamamen kesilebilir.
Ağrı, interstisyel sistit, kronik pelvik ağrıda ise başarı oranı %50’ler civarındadır.